Pazaryerlerinden Minyatürlere, Liman Havasına: Victoria'da Pazar, Empress ve Su Deneyimleri

Bir tarih kokan ve aynı zamanda şehrin canlı ritmini yansıtan bir mekana adım attığını hayal et – Victoria Halk Pazarı'nın bulunduğu Hudson Binası. 1921 yılında inşa edilen bu yapı, o zamanlar Kanada'nın en köklü ticaret şirketlerinden biri olan Hudson's Bay Company'nin mağazasıydı. Sadece dış cephesi bile, Victoria'nın canlı bir ticaret şehri haline geldiği dönemi anlatıyor.

Victoria Halk Pazarı 2013 yılında kapılarını açtı ve sadece bir pazar olmanın ötesinde, yerel ürünleri ve el yapımı lezzetleri sevenlerin buluşma noktasıydı. Taze meyve ve sebze, bölgesel peynir, et ve fırın ürünleri – burada Britanya Kolumbiyası'nın çeşitliliğini tek çatı altında keşfedebilirdiniz. Şehir içinde, sadece alışveriş yapmanın değil, aynı zamanda birlikte yemek pişirmenin, tadımların ve yeni şeyler keşfetmenin mümkün olduğu bir yer hayal ettin mi hiç? Bu pazar, düzenli yemek atölyeleri ve etkinlikleriyle tam olarak bunu sunuyordu.

Peki böylesi canlı bir pazar tarihi bir yapıyla nasıl uyum sağladı? Gelenek ve modernliğin birleşimi, Victoria Halk Pazarı'nı özel kılıyordu. Hudson Binası'nın tarihi ile günümüz şehir yaşamını bir araya getiriyordu. Geçmişin ve bugünün kesiştiği bir yer – üstelik Victoria'nın tam kalbinde.

Ancak Mart 2025'te pazarın kapanacağı duyuruldu. Karar, mülk sahibinin alanı farklı bir amaçla kullanmayı istemesi ve boş kiraların yüksek olması nedeniyle alındı. Kalan dükkanlara taşınmaları için altı aylık süre verildi. Bu değişim, şehirlerin sürekli evrim geçirdiğinin ve uyum sağladığının bir göstergesi – sevilen bir buluşma yerinin kapanması anlamına bile gelse.

Kapanmasına rağmen Victoria Halk Pazarı'nın anısı canlı kalacak. Bölgenin zengin mutfak çeşitliliğini kutlayan ve insanları bir araya getiren bir alan oldu. Kim bilir, belki de yakında burada aynı derecede heyecan verici yeni bir şey ortaya çıkar. Bu mekanda ne olmasını isterdin? Yeni bir pazar, bir kafeterya ya da belki toplum için yaratıcı bir alan mı? Biz ilerlerken, bir an düşündün mü?

Kendini, minik yaratıkların başrolde olduğu bir yere adım atarken hayal et – Victoria, British Columbia’nın tam ortasında bulunan Victoria Böcek Bahçesi’ne hoş geldin. Burada, keşfedilmeyi bekleyen 50’den fazla böcek, örümcek ve diğer eklembacaklı türüyle karşılaşacaksın. Devasa böceklerden zarif peygamber develerine, ışıltılı akreplere kadar çeşitlilik etkileyici; küçük canlıların dünyasının ne kadar büyüleyici olabileceğini gösteriyor.

Hiç karınca kolonilerinin nasıl işlediğini merak ettin mi? Victoria Böcek Bahçesi’nde Kanada’nın en büyük karınca kolonisini izlemenin yanı sıra bu küçük canlıların karmaşık sosyal yaşamına tanık olabilirsin. Gözlerinin önünde atan canlı bir mini evren gibi adeta.

Burayı özel kılan ise: Salt izleyici olmakla kalmayıp rehberli turlarda daha uysal olan bazı canlıları eline alma fırsatı bulman. Bu deneyim, merak uyandırıyor ve dokunma korkusunu yenmeye yardımcı oluyor. Kim bilirdi ki böcekler bu kadar heyecan verici ve yakın olabilir?

Bahçe, herkesin bu büyüleyici dünyayı keşfetmesini mümkün kılacak şekilde engellilere uygun tasarlanmış. Gezinti sonrası hala doymadıysan, hediyelik eşya dükkanına bakmak iyi fikir – burada böcek temalı havalı hatıralar ve ürünler bulabilirsin.

Yetişkinler için 18 Kanada doları giriş ücretiyle Victoria Böcek Bahçesi, doğaya farklı bir bakış açısı sunan ve kesinlikle ziyaret etmeye değer bir nokta. Peki, neden bir böceğin gözünden dünyayı deneyimlemeyip bolca ilginç bilgi edinmeyesin? Burayı ziyaret etmek, en küçük canlıların bile anlatacak büyük hikâyeleri olduğunu gösteriyor.

Kendini her şeyin minik ama inanılmaz ayrıntılı olduğu bir dünyaya adım atarken hayal et – işte Victoria’daki Minyatür Dünya tam olarak böyle bir yer. Bu sergi, 85'ten fazla minyatür dioramanın yer aldığı ve o kadar özenle hazırlanmış ki saatlerce izlesek bile hepsini keşfedemeyiz. Çalışan testerehanelerden devasa model demiryollarına kadar her küçük detayda ayrı bir hikaye saklı.

Hiç düşündün mü, böylesine canlı görünen bir minyatür dünya yaratmak ne kadar emek ister? Her diorama, sabır ve detaylara gösterilen sevgiyle ortaya çıkan küçük bir sanat eseri. Mesela, neredeyse canlıymış gibi duran minik göstericiler ve hayvanların olduğu bir sirk dünyası var. Ya da seni ortaçağ dönemine götüren kaleler diyarı – hepsi minyatür boyutlarda.

Minyatür Dünya’yı özel kılan ne? Temaların çeşitliliği kadar buradaki her şeyin canlandırılması da önemli. Model demiryolu sadece büyük değil, aynı zamanda gerçekten hareket ediyor; küçük testerehaneler de gerçekten işliyor. Bu sadece seyretmekten daha fazlası – burada teknoloji ve yaratıcılığa olan hayranlığı bizzat yaşayabilirsin.

Bu sergiyi gezmek ne kadar zaman alır diye düşünüyorsan, bol bol zaman ayır çünkü sürekli yeni detaylar keşfedeceksin. Belki de seni özellikle etkileyecek favori bir dioraman bulursun. Bir düşün: Kendi minyatür dünyanı nasıl yaratmak isterdin? Gelecekten bir şehir, tarihi bir köy ya da tamamen farklı bir şey mi?

Minyatür Dünya, küçükte dünyanın ne kadar büyük olabileceğini gösteren bir mekan. Eğer farklı bir boyuta dalmak istersen, burayı ziyaret etmek kesinlikle değer. Üstelik giriş ücretleri uygun ve şehir merkezindeki konumu sayesinde buraya uğramak çok kolay. Şimdi devam edelim ve Victoria’nın diğer önemli noktalarını keşfedelim.

110 yıldan fazla süredir sadece ayakta kalmakla kalmayıp, aynı zamanda sürekli olarak yeni heyecanlar yaratabilen bir otelin nasıl olduğunu hiç merak ettin mi? Victoria'nın İç Limanı'nda bulunan Fairmont Empress Otel tam olarak bunu başarıyor. 1908 yılında açılan otel, mimar Francis Rattenbury tarafından Edward dönemi tarzında tasarlandı – binanın önünde durduğun anda hissedilen zarafet ve tarihin bir karışımı.

Empress, başlangıçta Canadian Pacific Demiryolları için inşa edilmiş bir demiryolu oteliydi ve o zamandan beri gerçek bir simge haline geldi. 1981 yılında Kanada Ulusal Tarihi Alanı ilan edildiğini biliyor muydun? Bu, buranın sadece bir otel değil, şehrin dokusunu şekillendiren yaşayan bir tarih parçası olduğu anlamına geliyor.

Kaçırmaman gereken bir deneyim, 117 yıldır burada sunulan geleneksel öğleden sonra çayı. Yılda yaklaşık 75.000 ziyaretçi, Kanada'nın ortasında bu İngiliz geleneğini yaşamak için geliyor – günlük hayatın stresinden kısa süreliğine uzaklaşmak için mükemmel bir fırsat.

2017 yılında otel, tarihi cazibesini koruyarak ve modern konforları ekleyerek 64 milyon dolardan fazla bir yatırımla yenilendi. Özellikle Fairmont Gold süitleri, limanın özel manzarasını sunuyor ve konfor ile şıklığı bir arada sunuyor.

Şunu düşün: Bir oteli Amerika'nın en iyi tarihi oteli yapan nedir? 2025 yılında Empress tam da bu unvanla ödüllendirildi – ve bunun bir nedeni var. Tarihi, British Columbia Parlamento Binası ve Royal British Columbia Müzesi'nin hemen yanında bulunması, Q at the Empress gibi seçkin restoranları ile burada geçirmek, sadece bir gece konaklamadan çok daha fazlası.

Peki, bu kadar eski bir binada sürdürülebilirlik nasıl uygulanıyor diye merak ediyorsan: Empress, Biosphere sertifikasına sahip; yani çevre koruması ile lüks yaşam bir arada yürütülüyor.

Bir dahaki sefer bu etkileyici otelin önünden geçerken hatırla: Burada tarih, modern yaşam tarzıyla buluşuyor – ve bu bir yüzyılı aşkın süredir böyle devam ediyor.

Kendini Victoria'nın kalbinde, sadece şehrin enerji dolu merkezi olmakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen insanların buluşma noktası olan bir limanın tam ortasında hayal et. İç Liman tam olarak bu – tarih, kültür ve doğanın iç içe geçtiği bir yer.

Biliyor muydun? Seattle ve Port Angeles'dan gelen feribotlar burada yanaşıyor, Vancouver ve Seattle'dan kalkan su uçakları ise tam karşında kalkış ve iniş yapıyor. Bu durum İç Liman'ı hem gezginler hem de maceraperestler için canlı bir merkez haline getiriyor.

Şehri sudan keşfetmenin en keyifli yolu nedir diye merak ediyorsan, su taksileri İç Liman'ı Victoria-West mahallesi ve Gorge-Waterway ile bağlıyor – çevreyi keşfetmenin rahat ve bir o kadar da heyecan verici bir yolu.

Yaz aylarında liman, festival, konser ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bir sahneye dönüşüyor. Ortam canlı, hava neşeli – yeni insanlarla tanışmak ya da sadece günü keyifle geçirmek için harika bir fırsat.

Gerçek bir doğa deneyimi yaşamak istersen, İç Liman balina gözlem turlarının başlangıç noktasıdır; bunlar şehrin en popüler aktiviteleri arasında yer alır. Şansın yaver giderse, orcalar ve diğer deniz memelilerini doğal yaşam alanlarında izleyebilirsin – unutulmaz bir an.

Liman çevresinde Victoria'nın tarihini anlatan etkileyici tarihi binalar bulunuyor. Parlamento Binası ve Fairmont Empress Oteli, mimarileri ve büyüleyici atmosferleriyle sadece iki örnek.

Şimdi ne dersin? Sahil boyunca yürüyüp temiz deniz havasını soluyarak, şehir yaşamı ile doğanın canlı karışımının büyüsüne kapılmaya başla. İç Liman sana tam da bunu sunuyor – hareket, kültür ve dinlenmenin mükemmel birleşimini.

Hiç bir bölgenin tarihine tek bir yerde dalmayı düşündünüz mü? İşte Victoria'daki Royal BC Müzesi tam olarak bunu sunuyor. 1886 yılında kurulan bu müze, Kanada'nın en eski müzelerinden biri olarak 130 yılı aşkın süredir Britanya Kolumbiyası'nın hikayelerini koruyup anlatıyor.

Kendinizi düşünün; 7 milyondan fazla objenin önündesiniz — eski eserlerden, neredeyse tamamı bu bölgeden gelen doğa tarihi örneklerine kadar çeşit çeşit koleksiyon. Müze sadece sergi alanı değil, sizi zaman içinde ve burada yaşayan kültürlerin dünyasında bir yolculuğa çıkaran canlı bir alan.

Üç kalıcı galeri sizi keşfetmeye davet ediyor: Doğa Tarihi Galerisi bölgenin etkileyici bitki ve hayvan çeşitliliğini gösteriyor, "Becoming BC" galerisi eyaletin gelişim hikayesini anlatıyor ve İlk Halklar Galerisi ise yüzyıllardır bu toprakları şekillendiren yerli toplulukların kültürlerini tanıtıyor.

Biliyor muydunuz, müze 2003 yılında Britanya Kolumbiyası İl Arşivleri ile birleşti? Bu sayede burada sadece objeler değil, tarihî belgeler ve fotoğraflardan oluşan geniş bir koleksiyon da bulunuyor ve tarih canlı tutuluyor.

Müzenin hemen yanında Thunderbird Park var; birçok totem direği ve İlk Uluslar anıtlarını barındıran özel bir alan. Ayrıca 1852 yılında inşa edilmiş Helmcken Evi de burada bulunuyor — Britanya Kolumbiyası'nın en eski evlerinden biri, tarihî bir parça elinizin altında.

Eğer özel bir sinema deneyimi arıyorsanız, müzenin içinde Kuzey Amerika'nın en büyük perde ekranlarından birine sahip IMAX® Victoria bulunuyor. Doğa ve kültür filmlerine dalmak için ideal bir yer.

Bir düşünce sorusu: Bir müze sadece sergilenen objelerle kalmayıp, yerli topluluklarla aktif iş birliği yaparak onların tarihini ve kültürünü koruyup paylaşırsa nasıl bir his olurdu? Royal BC Müzesi tam da bunu yapıyor — saygı ve iş birliğiyle dolu bir yer.

Müze, Britanya Kolumbiyası Parlamentosu binalarının tam karşısında, Victoria'nın canlı Inner Harbour bölgesinde yer alıyor. Kültür, tarih ve şehrin canlı hayatını bir araya getirmek için mükemmel bir nokta.

Şu anda müzede yenileme çalışmaları sürüyor ve 2026'da PARC Kampüsü adlı yeni, modern bir binada yeniden açılması planlanıyor — bu heyecan verici proje, koleksiyonların ve arşivlerin erişimini daha da kolaylaştıracak.

Yani, bir dahaki Victoria ziyaretinizde unutmayın: Royal BC Müzesi sadece bir müze değil — geçmişle bugün arasındaki canlı bir köprü ve sizi bu hikayenin bir parçası olmaya davet ediyor.

Hiçbir zaman sadece tarihi soluyan değil, gece olunca da kendine özgü bir ışıkla parlayan bir bina nasıl olur merak ettin mi? İşte British Columbia Parlamentosu binasında, Victoria'da tam olarak böyle bir deneyim seni bekliyor. Bu etkileyici yapı, 19. yüzyılın sonlarında, yani 1893 yılında tasarlandı ve 1898'de açıldı; üstelik daha 25 yaşında olan genç mimar Francis Mawson Rattenbury tarafından. İnanılır gibi değil değil mi? Genç bir zihin, bugün eyaletin kalbi olarak kabul edilen neo-romanesk tarzda böylesine önemli bir yapıyı tasarlamış.

Buranın cephesi yaklaşık 150 metre genişliğinde - neredeyse bir buçuk futbol sahası uzunluğunda! Güneş battığında bina adeta bir şölene dönüşüyor; binlerce ışık yapıyı muhteşem bir şekilde aydınlatıyor. Peki neden bu kadar çok ışık var diye düşündün mü hiç? Bunlar eyaletin önemini ve gururunu simgeliyor ve binayı gece boyunca görünür kılarak Victoria'nın İç Limanı'nda gerçek bir simge haline getiriyor.

Ama Parlamento Binası sadece göz alıcı bir yapı değil; aynı zamanda British Columbia'nın siyasetinin şekillendiği yer. Burada, yasalar hakkında karar veren, bütçeyi onaylayan ve hükümeti denetleyen 93 üyelik Yasama Meclisi toplanıyor. Yani eyaletin geleceğinin yönlendirildiği gerçek bir merkez.

Binanın hemen önünde, 1962 yılında Robert Savery tarafından tasarlanmış Victoria Yüzüncü Yıl Çeşmesi yer alıyor. Bu çeşme, British Columbia'yı oluşturan dört koloni ve bölgeyi simgeliyor. Bölgenin tarihini özel bir şekilde anlatan küçük bir anıt.

Parlamento Binası'nın çevresinde yaklaşık 4 hektarlık – yani yaklaşık altı futbol sahası büyüklüğünde – güzel bahçeler bulunuyor. Bu yeşil alanlar eyaletin en değerli arsalarından biri ve dinlenmek için harika bir ortam sunuyor. Tarihle ilgileniyorsan, yakındaki Thunderbird Park ya da British Columbia'nın en eski yerleşim yeri olan Helmcken Evi gibi tarihi noktaları da ziyaret etmeye değer.

Burada yıl boyunca düzenlenen turlara katılabilirsin. Bu turlar sayesinde bu özel yerin mimarisi ve tarihi hakkında ilginç bilgiler edineceksin. Ne dersin, bu duvarların ardındaki hikayeleri keşfetmek ister misin?

Victoria’daki Balıkçı İskelesi, sadece bir liman değil—burası canlı kıyı kültürünün rahat yaşam tarzıyla buluştuğu yer. Hiç merak ettiniz mi neden burada bu kadar çok renkli yüzen ev var? İskele’nin doğu ucunda, bu renkli yüzen evlerden 33 tane bulunuyor ve bunlar buraya özel bir hava katıyor. Sadece yaşam alanı olmakla kalmayıp, aynı zamanda burada hayat bulan deniz yaşamının bir simgesi.

Victoria limanındaki su taksilerinin sadece bir ulaşım aracı olmadığını, aynı zamanda şehri denizden keşfetmeye davet olduğunu biliyor muydunuz? Hayal edin, bu küçük teknelerden birine biniyorsunuz ve rahatça İç Liman boyunca süzülüyorsunuz – canlı kıyı kentini bambaşka bir açıdan görüyorsunuz.

Bu su taksileri, Fisherman’s Wharf gibi ilgi çekici yerleri şehir merkezine bağlıyor. Fisherman’s Wharf gerçek bir cazibe noktası: rengarenk ev tekneleri, keyifli restoranlar ve keşfetmeniz için küçük mağazalar var. Hiç deniz kenarında taze balık ve kızarmış patates tattınız mı? İşte size fırsat!

Neden bu tekneleri tercih eden bu kadar kişi var diye merak ediyor musunuz? Çok basit: Hızlı, kullanışlı ve çevre dostu olmaları. Sokaklarda gezinmek yerine, taze deniz havasının tadını çıkarabilir ve limanı çevreleyen tarihi binaları – örneğin ünlü Fairmont Empress Oteli ya da etkileyici British Columbia Parlamento Binaları’nı – seyredebilirsiniz.

En güzeli ise: Bazı su taksilerini özel turlar için kiralayabilirsiniz. Arkadaşlarınızla seyahat ederken ya da özel bir anı kutlamak istediğinizde bu harika bir seçenek. Böylece kendi hızınızda kıyı manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Hiç düşündünüz mü, bu liman ne kadar çok hikaye barındırıyor olabilir? Hareketli balık pazarından burada eserlerini sergileyen sanatçılara kadar – İç Liman canlılık dolu. Su taksileri sizi bu denizci atmosferin içine götürüyor.

İsterseniz buradan yakındaki adalara veya doğa alanlarına da geçebilirsiniz. Bu sayede basit bir gezi, küçük bir maceraya dönüşür.

O halde, neden bakış açınızı değiştirip Victoria’yı denizden keşfetmiyorsunuz? Su taksileri sadece bir ulaşım aracı değil – bu etkileyici şehri farklı bir gözle görmenizi sağlayacak anahtarınız.

Bir an için, tarih kokan ve aynı zamanda Victoria’nın canlı kalbi olan bir cadde boyunca yürüdüğünü hayal et – işte Hükümet Caddesi. Bu cadde, hareketli Inner Harbour ile sakin Dallas Yolu üzerindeki Holland Point Parkı'nı birbirine bağlıyor ve şehir hayatı ile huzurlu sahil atmosferinin mükemmel bir karışımını sunuyor.

Hiç merak ettin mi, neden bu caddeye Hükümet Caddesi deniyor? Çünkü burada, British Columbia Parlamentosu'nun etkileyici neo-barok tarzda binaları bulunuyor; bunlar sadece siyasi merkez değil, aynı zamanda mimari açıdan da önemli yapıtlardır. Yanında ise, onlarca yıldır dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayan Edward dönemi tarzında ikonik Fairmont Empress Oteli yükseliyor.

Ama Hükümet Caddesi sadece tarih ve siyasetten ibaret değil. Alışveriş yapmak ve keyifli vakit geçirmek için canlı bir yer. Bay Center alışveriş merkezinden, şık kıyafetler ve el yapımı sanat ürünleri sunan küçük butiklere kadar herkes için bir şeyler var. Karnın acıktığında ise Irish Times Pub gibi pek çok restoran ve publar dinlenmen için ideal. Burada bir gün içinde kaç farklı lezzet keşfedebileceğini hiç düşündün mü?

İlginç bir detay: Son yıllarda cadde bölümleri yayalaştırıldı. Bu sayede yürümek sadece daha güvenli değil, aynı zamanda çok daha keyifli hale geldi. Trafiğe dikkat etmeye gerek kalmadan atmosferin tadını çıkarabilirsin.

Biliyor muydun, Hükümet Caddesi çevresi eskiden Çin işyerleri ve dernekleriyle oldukça hareketliydi? Bu durum, tarihi Chinatown bölgesine yakınlıktan hâlâ hissediliyor. Kültürel açıdan özel bir simge ise, Fisgard Caddesi'nin üzerini kaplayan ve burada yaşayan Çin topluluğunun sembolü olan Geleneksel Uyumluluk Kapısı.

Ayrıca kitapları seviyorsan, mutlaka Munro’s Books’a uğramalısın. 1963 yılında kurulmuş olan bu bağımsız kitapçı, tarihi bir binada yer alıyor ve etkileyici bir mimariye sahip; ayrıca özenle seçilmiş kitap koleksiyonuyla seni büyüleyecek.

Son olarak küçük bir meydan okuma: Etrafına bak ve Hükümet Caddesi’nin bu kısa bölümünde kaç farklı bina tarzı keşfedebileceğini say. Neo-barok, Edward dönemi ve modern unsurlar… Geçmiş ile günümüz burada keşfedilmeye değer bir şekilde buluşuyor.

Yani, bırak kendini akışa, tarihin, kültürün ve şehir hayatının bu karışımının tadını çıkar – Hükümet Caddesi ilk bakışta düşündüğünden çok daha fazlasını sunuyor.